Assos-Sivrice koyunda sessizlik


Cesme'den ayrildiktan sonra hedef Assos. Yolun ne kadar surecegi yaklasik olarak biliyoruz. Foca'da oglen yemegi molasi verdik. Sirin tatil kasabasi. Baliklari kendimiz balikcilardan alip restorana verdik. Her zamanki gibi babam hem cok almis, hem de bir dolu meze ismarladik. Deniz borulcesi ne kadar olsa hepsini bitirecegim gibi geliyor. Baliklar leziz, hersey taze. Yemekten sonra yola devam, Altinoluk'tan geciyoruz, Turkiye'nin oksijen orani en yuksek sehri. Hava karardi.Hala biraz yolumuz var. Muhittin Eniste'nin tarif ettigi, ana yoldan sapip girilen ve trafigi daha az olan sahil yoluna girdik. Karanlik ve pek fazla tabele olmadigi icin nerede oldugumuzu cikarmak zor. En sonunda kor virajlar, yazisiz sapaklardan sonra karanlikta bir dolu tabelanin oldugu, bir iki ev gordugumuz bir noktaya geliyoruz. Babam ufak bir arastirmadan sonra gelince Behramkale koyunde oldugumuzu, kalmak icin yer ayirttigimiz Berceste otelin daha ilerdeki Sivrice koyunda oldugunu ogreniyoruz. Oklari gorunce asfalt yoldan cikip, toprak patikamsi otel yoluna girmemiz lazim.


Karanlikta yol kenari agaclari, bir iki ev, Behramkale'nin yakinlarinda oldugumuzu bilmemiz sebebiyle daha da buyuleyici, ilginc gozukuyor, ama bir yandan da aksam olmasi, hala kalacagimiz oteli bulamamak bizi huzursuzlastiriyor. Sonunda yasli kadinlarin aksam saatinde evlerinin kapi onunde sohbet ettigi kucuk koyde Bercete otel oklarini goruyoruz. Mutlulukla toprak yola sapiyoruz. Yol bayir asagi, keskin virajlarla gidiyor. Karanlik ve bu issiz yolun sonunda bulacagimiz otelden supheye dusmeye basliyoruz. Uzun on kilometreden sonra Berceste Otel ve Gurhan karsimizda. Heybetli tas bina, koca koyda tek basina. Butun yemekler hazir, Gurhan bizi bekliyor. Haftaici ve otelin tek musterisi biziz. Ve sanirim bu yuzden yemeklerimiz inanilmaz boyutlarda. Sirasiyla patlican salata, bezelye yemegi, manti - o yorenin ozel mantisi sanirim, icinde kiymam yerine bulgur var ve kozlenmis mantilara yogurt boca edilmemis, sadece sos olarak ustunde - balik ve meyve. Gurhan durmaksizin tasidi tabaklari. Onu kirmamak icin yiyebildigimiz kadar yedik. Sabah kahvaltidi icin erkenden uyandigimizda - daha gezilecek cok yer var aksam Istanbul'a varmadan once - inanilmaz bir doga parcasini icinde uyudumuzu anladik. On kilometre cap icinde, koy etrafinda baska yapi yok. Denize bir tek biz bakiyoruz sanki. Gurhan hepimizi uyandirdiktan sonra kahvaltiyi hazirliyor simdi.


Kahvalti ve guzel Turk kahvelerimizden sonra once Assos'da Elif'lerle bulustuk. Elif ve iki kuzen Tugay ve Cigdem. Denize bakan restoranlardan birinde sabah kahvaltisi yaparlarken hizli bir sohbet. Assos sirin bir antik liman sehri. Kucuk oldugu icin yeni otellerle cok bozulmamis. Varolanlar tas binalar, goruntuyu bozmuyorlar. Belki de ulasim o kadar kolay olmadigi icin cok turistiklesmemis. Sadece yarim saat ayirabildik bu sefer.


Ve hizla Behramkale'ye hareket ediyoruz. Daha sonra ana giris olmadigini ve neden para almadiklarini anladigimiz ilginc bir kapidan bu kucuk ama etkileyici harabelere giriyoruz. Ilk ilgimi ceken sey kale duvarlari. Inanilmaz bir tas isciligi. Kalintilarin buyuk bir kismi buyuk alana yayilmis, bir iki duvar veya tastan ibaret. Bu eski Dor yapisi kalintilardan en etkileyici kisim Athena Tapinagi. Unlu sutunlari babam onderliginde bir sure gunesin alninda yanlis, dikenli topraklarda aradiysak da, tapinak karsimiza ciktiginda herseyi unutturuyor. Kalintilarin en yuksek noktasinda belki de, deniz gibi gokyuzunde yuzuyor tapinak ya da sutunlar. Etraf masmavi.


Tapinagi gordukten sonra arabaya inmeye basliyoruz. Bu sefer dogru kapi, on kapidan cikip kucuk Behramkale koyunun yokuslarindan geciyoruz
Iki tarafli koyun yaslilari yerlesmisler, islemeler, baharatlar, incik boncuk, yalanci antika, canta, kilim hersey var. Hepsi de oyle israrli ki, yanlarindan birsey almadan gecmek zor. Kiriliyorlar sanki insana birsey sormayinca. Annem her zamanki gibi biraz baharat biraz ev yapimi eriste aldiktan sonra, diger teyzelere de niye baska birsey alamayacagini, kendi annesi baharati nasil yapardi anlata anlata iniyor. Hava sicak, oglen sicagina yaklasiyoruz. Canakkale'den arabali vapurla bogazi gecmek uzere yola cikiyoruz.

Finis