Hazine Avi

 

Cumartesi gunu sisli basladi. Insanlari sehirde ipucu pesinde kosturmak icin cok cezbedici degildi yani. Evde son hazirliklari yaptik. Ipuclari son haline getirilip (John onlari son anda siir halinde sunmaya karar verdi) basildi, Cin mahallesinden alinmis kirmizi kucuk zarflara tikistirildi, haritalar ve oyun bilgileri derlendi yarismacilar icin ve yola koyulduk.

Cin mahallesinde oyun icin hazirliklara basladik. Ilk is oyundaki ipucu noktalarindan biri olan cikmaz sokaga ipucu ve abur cubur paketini saklamak. Oyunun tam ortasinda (5. ipucu olan bu noktada) insanlarin acikacagini dusunuyorduk. Sonra oyunun bitecegi en son ipucu noktasi olan Cin mahallesindeki 60’lardan kalma komik bara Treasure Hunt icin bastirdigimiz ozel tisortleri birakmaya gittik. Hafta icinde ipuclarini secerken baktigimiz bu bar, bos, cok ilgi cekici olmayan ama muhtesem manzarasi olan bir bar. Rezervasyon bile yaptirmamiza gerek yokmus cunku pek populer degil. Ama sansimiza bu cumartesi inanilmaz talep almis ve tiklim tiklim, bar restorana donusturulmus, bir anda moralimiz azicik bozuldu ama yasli cinli bir kadin lobide bulusup icki icebilecegimiz soyledi. Biraz rahatladik ama yine de icimizde kaldi o komik bar. Sonra gerekli yerlere ipuclarini biraktiktan sonra Washington Meydanina yollandik. Burada herkes bulusacak ve oyun baslayacak.

Yarismacilar birer birer gelmeye basladilar ama herkes toplanincaya kadar hicbirsey anlatmiyoruz, herkes esit bilgiye sahip olmadi. Son yarismaci de gelip de biz butun belgeleri ortaya cikarip, kurallari anlatmaya basladigimizda insanlar biraz afalladilar. Bu kadar ciddi bir oyun hazirlanacagini kimse beklemiyormus. Takimlari ayirdik, koselerine goturduk, ilk ipucunu verip John’la takimlarin iki ipucu sonrasinda ulasmalari gereken bara gidip biramizi ismarladik. Takimlar ilk ipucunu cozduklerinde (bunlarin hepsini ipuclari sayfasina koydum, ingilizce ama olsun) bizi arayip ikinci ipucu icin ne yapmalari gerektigini soyleyecektik. Iki takimdan biri tahminimizden de hizli idi. Yaklasik on dakika sonra bizi aradi ve biz de ikinci (benim favori ipuclarimdan biri) ipucunu verdik. Yapmalari gereken verdigimiz adrese gidip Hermon Baker’dan 81323 nolu kutuda onlara birakilan zarfi istemek. Burasi dev bir boncuk dukkani. Binlerce kutu ve boncuk var ortalikta, Hermon Baker da sahibi. Bir iki gun once gidip onunla konustugumda treasure hunt’da yeralacagi icin cok heyecanlanmisti. Benim cennet dukkanim. Kolye yapmak icin her turlu ivir ziviri bulmak mumkun. Yone idi dukkanin adi.

Neyse, butun ipuclarini tek tek anlatmayacagim. Ama oyun sirasinda oynamadigimiz halde John ile cok eglendik. Takimlardan biri fazla hizli oldugu icin John’la birlikte gitmeyi planladigimiz noktalarda ayrilmamiz gerekiyordu. Mesela bir restorandan oburune once o gidiyordu, ben gec kalan takimi (gec kalmalarinda 2 yasindaki Alexander’in da oyuna babasi ve minik bisikletiyle katilmasinin da payi vardi) bekleyip onlara ipucunu verdikten sonra John’la bulusuyor, nobeti teslim aldiktan ve John bir sonraki noktaya gittikten sonra yine obur takimi beklemeye basliyordum. Hatta bir seferinde obur takim o kadar gecikti ki (Kerouac sokagini bulmalarini ve sokakta graffiti olarak yazilmis siiri okumalari gerektigini anlamayip Kerouac kitaplari satan bir kitapcida bahsettigimiz siiiri ariyorlarmis), planda olmadigi halde garsona bir treasure hunt duzenleyicisi oldugumu ve ona gelecek takimlardan biri icin ipucu birakip birakamayacagimi sormam gerekti. Yuzunde pek bir heyecan belirtisi olmadigi icin ne kadar basarili olacagini anlayamadim bu yeni duzenlemenin ama restorandan cikip obur noktaya kosturmaya basladim. Daha sonra geciken takim garsonun buyuk bir heyecanla onlari gorup zarflarini buyuk bir memnuniyet ve gorevini basariyla tamamlama gururuyla vermis.

Benim, diger takimlari beklerken kacirdigim eglenceli bir an ise, takimlarin bulmalarini istedigimiz noktayi bulduklarinda, bir telefon kulubesinin yanina gitmis olduklari icin oradan aranmalari. Herkes buyuk bir saskinlikla calan telefona cevap vermis.Bir baska komik an da, en son beklemem gereken ipucu noktasinda bir anda asiri bir tuvalet acil durumum olustugu icin zarfi bulunmasi gereken Cin Sans Kurabiyesi dukkaninin camina yapistirip, John’a takimlar bulamazsa nereye bakmalarini soyleyip son nokta olan bara tuvalet bakinmaya kosturdum. Ama tuvaletin oldugu bar, 5 katli bir binanin en ust katinda olduguve bir alt katta dugun ve barin oldugu katta dev bir yemek ziyafeti oldugu icin asansorde kalabalikla bogusurken, takimlardan biriyle burun buruna geldim (onlarla karsilasmamam lazimdi). Neyseki onlar zaten birinci olucak olan takimdi.

Sonra yavas yavas herkes bara gelmeye basladi. Ava katilamayanlarla da orada bulustuk. Curcunali bir andi, hem restoran/barin sanseseri inanilmaz kalabaligi ile bizim grup ve iki yasindaki muhtesem Alexandar harika bir karisimdi. Inanilmaz ama Alexandar adimi dogru soyleyebilen sayili insanlardan ve gece boyu pesimden “Hey, Basak” diye kosturup ona dondugumde bana “goaiiirrr’ diyerek kaplan taklidiyle beni korkuttu!Gelen herkes oyun ve butun gece icin ayirdigimiz zaman ve planlardan cok memnun kaldi. Kazanan takimin hediyesi ise, dusuk butceli bir hazine avi duzenledigimiz icin hediye kuponlari idi; Turk yemegi, Turkce ve Cince dersleri, bir sonra hazine avi duzenlemede %50 indirim ve ev renovasyon turu idi. Biz sadece komiklik icin hazirlamistik onlari ama herkes ciddiye aldi. Yakinda pek cok ziyaretcimiz olucak!

Gunu buyuk bir isi basariyla bitirmenin gururuyla Buddha Bar’da bitirdik. John geceyi fazla hatirlamiyor…Ben ise, barmen dogumgunum oldugunu ogrendigi icin surekli sundugu melonball’lari reddederek gecirdim, araba kullanma sorumlulugu bende oldugu icin….

Finis